Çatlak Tedavisi

Çatlak tedavisi günümüzde deri çatlağı problemi için en çok tercih edilen yöntemlerdendir. Çatlaklar, kişide herhangi bir sağlık sorunu oluşturmamakla birlikte sosyal yaşamı olumsuz olarak etkilemektedir.

Çatlak tedavisine başlanacak evre, yapılan tedavinin sonucunu da bir o kadar etkiler. Ne kadar erken evrede başlanırsa tedavi o kadar başarılı sonuç verir.

Yaygın olarak cilt çatlakları olarak bilinen strialar, dermis adı verilen bir deri tabakasının aşırı gerilmesinden kaynaklanır. Cilt gözle görülür şekilde daha ince, daha zayıf ve daha gözyaşı benzeri bir hal alır. Sorunlu alanlar sağlıklı ciltten kolayca ayrılır. Yeni oluşan çatlaklar cilt tonunuzdan daha koyu mor bir renk oluşturur. Zamanla renk soluk bir inci rengine dönüşecektir. Çatlakların rengi kişinin fiziğine bağlıdır.

Deri çatlakları, hamile kadınlarda yaygın olduğu için hamilelik yırtıkları olarak da bilinir. Cildin bütünlüğünden ödün vermese de estetik görünümü bozduğu için tedavisi büyük ilgi gören bir durumdur.

Deri, yukarıdan aşağıya epidermis, dermis ve deri altı doku katmanlarından oluşur. Dermisteki elastin ve kollajen lifleri, cildin sağlıklı görünümünden ve elastikiyetinden sorumlu yapılardır. Bu lifler kopup aralarındaki bağlantılar zayıfladığında ciltte gözle görülür ve estetik olmayan bozulmalar meydana gelir. Buna neden olan en önemli faktör kadının gebelik durumudur. Hamilelik sırasında cilt büyük strese maruz kalır.

Aşırı kilo alıp verme, ergenlik döneminde kas yapısının gelişmesi, vücut geliştirme, vücudun belirli bölgelerinde çatlama vb. Çatlakların bir diğer nedeni de hormonlardır. Hormonsal değişiklikler sonucunda kişi ciltte çatlaklar görebilir. Deri yırtılması kilo ile ilişkilidir.

İki tür skintea (deri çatlağı) vardır. İlk ortaya çıktıklarında cilt tonuna göre kırmızımsı-mor renkte oldukları gözlenir. Bu tipe eritem denir. Zamanla solduğu için Stria Alba olarak adlandırılır. İlk çatlama sırasında, çevre dokuda çeşitli değişiklikler meydana gelir.

• İlk aşamada yüzeysel damarların genişlediği ve bu bölgede lenfositlerin arttığı görüldü. Daha sonraki aşamalarda, kolajen lifleri azalır ve epidermis incelir.
• Klinik olarak, striatlar dört aşamada tanımlanır. Aşama I, yeni oluşan cilt yırtıklarını ifade eder
• aşamada, çatlak beyaz renkli hale gelir. Striatların etrafında çökme veya açılma yoktur. Ancak II. Evrenin ilerleyen evrelerinde palpasyonla depresyon görülebilir.
• evrede striatlar da açılma vardır ve deride çizgilenme görülür.
• evrede ise çatlaklar artık gözle görülebilir.

Deri yırtıkları ile ilgili en önemli konu klinik problemlere neden olmamasıdır. Kadınlarda daha sık görülen bu durum nedeniyle vücudun estetik olarak bozulacağı varsayılarak tedavi seçenekleri yıldan yıla çeşitlenmektedir. Ancak çatlak tedavisine başlanan aşama, tedavinin sonucunu büyük ölçüde etkiler. Ne kadar erken tespit edilirse tedavinin başarı oranı o kadar yüksek olur. Tedavi yöntemi ne olursa olsun yırtıklar tam olarak iyileşmez, çok büyük bir kısmı kozmetik olarak giderilebilir.

Tedaviye başlamadan önce bireyin risk faktörleri belirlemelidir. Hızlı kilo değişimi dönemlerinde vücudunda oluşabilecek çatlaklar hakkında bilgi verildiği takdirde daha etkili sonuçlar alınabilir.

Çatlak tedavisinin temel amaçları kolajeni liflerinin parçalanmasını önlemek, bu liflerin üretimini uyarmak, klinik aşamada çevre dokudaki yüzeysel damarların görünümünü azaltmak, cilt elastikiyetini ve pigmentini geri kazandırmaktır.

Çatlak tedavisi cildin normal nem dengesini koruyarak çatlak oluşumunu en aza indirir. Bu hedeflere ulaşmak için günümüzde çeşitli tedavi protokolleri kullanılmaktadır.

Tedavi ederken, masajla birlikte bazı özel bileşenlerin topikal olarak uygulanması yaygındır. Topikal uygulamalarda glikolik asit gibi bileşenler yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, topikal tedavi için, içeriğin cilde uygulama sırasında masaj yapılmasının yararlı olduğu bulunmuştur. İçeriğine bağlı olarak, bazı hamile kadınlar topikal olarak kullanamazlar, bu nedenle kullanmadan önce lütfen bir doktora danışın.

Profesyonel tedavilerin yanı sıra dönen siliciler üzerinde çeşitli boyutlarda iğneler bulunan ve silindir adı verilen cihazlarla cilt yenilenmesini tetiklemeye çalışan cihazlar gündeme gelmektedir. Ancak bu cihazlar profesyonel gözetim altında kullanılmalıdır. Aksi takdirde istenmeyen cilt reaksiyonlarına neden olabilir.